16 Aralık 2013

Takıntılı Bir İnsanın Yazı Dizisi

Ehem..
Henüz olmayan çok sevgili takipçilerim, saygıdeğer Oğlak Burçları ve tabi ki geri kalanlar :(
Selam olsun..

İyice mallığı elime aldığım blog serüvenime hız kesmeden devam ediyorum. İnternet aleminden ban yiyene kadar buralardayım.

Bugün yazıyor olmamın iki sebebi var. Birincisi "bloga ( bu arada bizde bloga bilocan derler :/ ) yazsana azcuk okuyahğ" diye yem atıp oltaya gelmemi sağlayan arkaaaşım, ikincisi de düşünmek istemediğim karışık bir haftanın ardından yazıp kafa dağıtmak istiyor olmak.

Takıntılarımdan bahsedicem* bugün.
Bahsedeceğim demeyi de biz iyi biliriz.

Çünkü takıntılarımı anlatırken çok hoşuma gittiğini fark ettim. Aslında o biraz anlattığım kişiyle alakalı da olabilir bilemedim şimdi. Yalnız takıntılarımı anlatmak hoşuma gidiyor dedim ama takıntılı biri olmak hoşuma gitmiyor. Al sana beyin fırtınası. Ölümüne takıntılı biri olduğumu baştan belirterek yazıma girişiyorum.

-Diş ve ağız ile ilgili ciddi problemlerim var mesela. Ağzım kokuyor mu acep korkusuyla konuşurken küçük küçük nefesler alıyorum, mallık diz boyu. Biriyle konuşurken de onun ağzı kokuyormu korkusuyla nefesimi tutuyorum falan. Ayna bulduğumda direk dişlerime bakarım. Hep yanımda sakız olmalı. Başkasının ağzından su içemem, yemek yiyemem. Başkası dediğim herkesi kapsıyor yalnız. Durum ciddi :(

-Çay yada kahve. Şeker kullanmadığım halde bardağın içine kaşık koyarım. Sıcak içecekleri kaşıksız içemiyorum. Yani tabiki içebiliyorum ama huzursuz oluyorum. Bunu bilen birisi kaşık almayı unuttuğumda bana kaşık getirmişti, o gün gerçekten etkilenmiştim. 

-Dağıldım gittim yine ya. Evet bu seferki hakkaten mallık leveline atlamayı başarmış bir takıntı. Eskiden beyaz çorap takıntım vardı. Abartmıyorum (zaten abartacak bir şey de yok) 30-40 çift çorabım vardı ve hepsi beyazdı. Bir tane bile başka renk yoktu. Sonra bigün kuzenim dalga geçince bi daha beyaz çorap giymedim. Şuanda da 30-40 çift çorabım var. Şimdi sıkı durun.. Hepsi siyah!

-Yazarken anlamıyorsun ama şöyle bi durup bakınca ne yazmışsın be cammış gibi diyebiliyorsun. İşte bunlar hep tecrübe. Ondan ötürü son takıntımı yazayım. Eşyalara çok değer veririm. Herhangi basit bir eşya olabilir bu. Mesela ilkokulda not defterleri çok meşhurdu, herkes birbirine sayfa verirdi falan. Ben onların arkasına aldığım kişilerin adını yazıp saklamıştım. Hala duruyolar. He açıp baktın mı derseniz.. no :( Çok sevdiğim bir oyun vardı, zarlarını ve piyonlarını hala saklarım. O değil de sakladıklarımı yazsam bu yazı bitmez..
Yalnız bu eşya saklama huyum sevgilim olmuş kişiler tarafından verilen eşyalar için geçerli değil. Onları genelde yakarım o.O

Evettt, blog yazarları bilir insan yazınca yoruluyor. Yani bende blog yazarıyım hani baktığın zaman. Blog yani. Burda yetkili bi abiniz gonuşuyor.
Şaka maka etraftan enderinmekani ismini duymak hoşuma gidiyor. Yavaş yavaş markalaşıyorum ahaha :D

Veda kısa ve öz olsun madem.
Okuyan herkese çok teşkur, selametle..



0 yorum :

Yorum Gönder