09 Ağustos 2014

Bir Tatlı Huzur, Karadeniz

Selam Oğlak Burçları and the others..

3 günlük Alanya Hüsranı'ndan sonra 1 hafta boyunca Karadeniz'de daha doğrusu Ordu'daydım. Bu yazımda Ordu'dan bahsedeceğim.
"Yazında neden sadece Ordu'dan bahsettin" diye soracaklar için baştan söyleyeyim; Bir hafta boyunca Karadeniz Turu yapmayı planlamış bir ekip ile geldiğimiz Karadeniz'de Ordu'yu gezmeyi bitiremediğimiz için diğer gereksiz Karadeniz illerine gitme fırsatı bulamadık :D

Ordu'lu olduğumu ve Ordu küçük bir sahil kasabası kıvamındayken de şehre aşık olduğumu bi kenara koyarak yazacağım yazının devamını.

Ordu tam olarak mü kem mel bir yer.

Kaldığımız Atherina Otel denize sıfır, harika manzaralı ve inanılmaz ucuz bir oteldi. Ayrıca çalışanları bizi evlat edinmek istediklerini söyleyecek kadar cana yakındılar.

Ordu benden sonra yani 5 sene içinde çok büyük bir gelişme kaydetmiş. Büyükşehir olması ve teleferik ile tanışması Ordu'yu çok ileri taşımış.

Karadenizin hırçın dalgaları tabirini çok duymuşsunuzdur fakat ilk gün her yer günlük güneşlikti. 22 saatlik otobüs yolculuğundan sonra (tam bir intihar) o güzel havada arkamıza ormanı alıp denize karşı dopdolu bir kahvaltıyla başladık güne.
Hayatımın her anında ilk dikkatimi çeken unsur bulunduğum yerin insanı olmuştur. Ordu'nun da ilk olarak insanından bahsedeyim. (Tabi gözlem yapabildiğim kadarıyla ve istisnaları dışlayarak yorum yapıyorum.)

Ordu'nun insanı bildim bileli samimidir. Bu tatilde de buna şahit oldum. Otel çalışanlarından zaten bahsetmiştim. Esnafı da çok yardımseverdir, insanı yolda yürümeyi, görgü kurallarına uymayı bilir. Kaba değildirler, iyi giyinirler.
Ordu insanının kötü bir huyu varsa o da içe kapanık olmalarıdır. Bir örnekle anlatayım; İstanbul/Eyüp'te Karadenizliler Derneği vardır, işte onun yanında da Ordulular Derneği var :D
Ordulular Giresunluları, Rizelileri ve Trabzonluları sevmez. Samsunlularla her maç kavga eder :D

Karadeniz'den (özellikle Ordu'dan) gelin yada damat almayı düşünenler için daha detaylı analiz;
"Karadenizden kız alınır ama karadenize kız verilmez" diye ünlü bir söz vardır. O söz şu yüzden söylenmiştir, Karadeniz kızı küçüklüğünden beri edepli ve çalışkan yetiştirilir. Erkeği için her fedakarlığı ve yardımı yapar. İlişki başından itibaren eşine sadıktır. Ayrıca Karadeniz kızı çokta egoisttir. Bu egonun sebebi çok güzel olmaları (bkz. Ordu'nun kızlarının İzmir'den sonra gelmesi) ve de küçüklükten asil yetiştirilmeleri ile alakalıdır. Bu yazdıklarım gerçekten de "geneli kapsayan" ve çoğunluk tarafından bilinen şeylerdir. Erkeği kahvede pişpirik oynarken kadını sırtında fındık çuvalı taşır diyor ve Karadeniz erkeğine geliyorum. Evet Karadeniz Erkeği pek çalışmaz :D Karadeniz erkeği küçüklükten itibaren delikanlı yetiştirilir. Racon sahibi, geleneklerine bağlı ve el üstünde tutulan kişilerdir. Bu el üstünde tutulmanın getirisi olarak Karadeniz erkeği gerekmedikçe çalışmaz :D Son olarak erkeği de Karadenize benzer, birden alevlenir, sinirlenir.
Bu kısa izdivaç yorumlamalarından sonra Ordu'ya döneyim tekrar.

Ordu diğer şehirlerin aksine değerlerini insanların gözüne sokmaz. (bkz. Isparta'nın gülden 3738438 çeşit ürün yapması) Mesela tadelle, sarelle gibi değerler Ordu'dan çıkmıştır fakat bunu ben bile yeni öğrendim :D

Ordu; Fidangör Caddesi ve cadde boyunca uzanan eski, tarihi dükkanlarıyla ünlüdür. Ordu nüfusunun çoğunluğu buradadır. Ordu'nun merkezi tam olarak burası ve buranın başlangıcı sayılan Camidir. Fidangör'de Tadelle çikolataları satan küçük samimi tükkan, 50 yıllık meşhur pideci, hala ATARİ ve ATARİ KASETİ satan tarihi oyuncakçısı bulunur.

Şunu da belirteyim;
ORDU'DA AVM YOKTUR.
Umarım ileride de olmaz!

Fidangörün dışında Teleferiği meşhurdur. Teleferik ile bir gece bir de gündüz Boztepe'ye çıkıp Ordu'yu izlemeniz şiddetle önerilir.

Havalar ilk günden itibaren kötüye gittiği için ne rafting ne de yamaç paraşütü yapabildim. Ama sizin aklınızda bulunsun rafting yapmak için çok güzel bir yerdir. Yamaç paraşütü içinde öyle tabi ki.

Bunu da söylemeye gerek yok aslında ama denize girin. Dalgalarla boğuşmak eğlencelidir, denizi temizdir, tuzu azdır.

Ordu'nun yaylalarına çıkıp en az bir gün çadırda kalmalısınız.

Ordu'nun doğal ve tarih kokan UFUK GAZOZU'nu da tadın tabi ki. (Portakallısı da vaaarrr)

Ordu'nun güzel mi güzel dondurmasını da yiyin. Bu da doğal ve bağımlılık yaratır.

Pide, yağlama, muhlama (bulabilirseniz) gibi yiyeceklerden bahsetmiyorum bile. Ben işkembe sevmem ama çok iyi işkembe çorbası da yapılır Ordu'da. Ordu tostu diye bir şey de var. ;)

Eğer kendinize güveniyorsanız Ordu merkezden (Büyükşehir olduktan sonra adı Altınordu oldu) Perşembe ilçesine (Merkeze göre daha küçük bir yerleşim yeri, ayrıca köyümün bağlı olduğu ilçe, birde hırçın karadenizin sakin şehri diye bir sloganı var :D) pisiklet turu yapmalısınız. Tur 17 km. sürüyor. Ama yollar düz. Solunuza dağları ve ormanları, sağınıza denizi alıyorsunuz ve küçük tünellerden geçiyorsunuz. (Bu arada kiraladığımız yer bize son model Bianchi bisiklet verdi, ilk gördüğümde ağladım :D)
Ayrıca Ordu merkezde sahil boyunca uzanan bisiklet yolu vardır ve insanlar genelde bu yolu taciz etmezler.

Tekne ile açılın, balık tutun, fındık toplayın, fındık çuvallarını yokuş aşağı yuvarlayın. Fındık kremasının tadına bakın.

Eski evlerini ve kalelerini gezin.

Yok ben böyle geleneksel olaylara gelemem diyorsanız;
Ordu'da çok güzel kafeler vardır sohbet etmek ve sosyalleşmek için. (Ordu'da insanlar tanışma isteğinizi normal karşılar, terslenmezsiniz) Tecrübe ile sabitlenmiştir ki bu kafelerin nargileleri İstanbul'dakilere göre çok daha ağırdır, kendine güvenen denesin :D

Eğer bu da olmazsa Ordu da club da var tabiki. Gardenya Club'a bir uğrayın derim. Çok hareketli bir yer diyolla.

Atari kasetlerinin, bisikletle geçtiğimiz tünellerin, ufuk gazozun, atherina otelin ve hatta basın müzesinin vs. resmini atacaktım ama yazı çok daha uzun gözükecek. İsteyen olursa yollarım :)

Özet olarak ben ciddi ciddi ileride Ordu'ya yerleşmeyi düşünüyorum. Beni tanıyanlar bu olaya şahit olacak :D
İstanbul'lu İstanbul dışında bir yerde bir hafta sonra sıkılır teorisine gönülden inanıyordum. Ama Ordu başka bir yer. Her kesime hitap eden canlı ve huzurlu bir şehir.

Atladığım çok detay var çünkü Ordu gerçekten dolu bir Anadolu şehri.
Umarım bir gün yolunuz düşer de Ordu'da bulunma şansına erişirsiniz.

Tatilimin başlangıcı olan Antalya Hüsranı adlı yazım için buraya tıklayabilirsiniz.

Başbaşş..



3 yorum :