27 Eylül 2014

Kendim hakkında bilinmeyen 10 özellik

Yağmurlu bir İstanbul'dan Selam
Çocukluğumun en tatlı anılarındandır ve bence güvende olmanın tanımıdır; sıcak yatağımdan cama vuran yağmur damlalarını izlemek.
enderinmekanı'nın Enderi
Hayatta en değer verdiği kavram güven olan ve soğuğu seven biri olarak bugün de Oğlak burcu özelliklerini taşıyor olmanın erişilmez hazzını yaşıyorum :D
Aslında bu aralar blog yazmayı düşünmüyordum fakat yazacak konu bulamadığım günlerde bana "bir" konu bulacağını söyleyip ortalıktan kaybolan Büşra, geçen gün "on" efsane seçenek bulup karşıma çıktı. O gün bu gündür neler yazabileceğimi düşünüp durur oldum. Sonunda da bu bir hastalığa dönüşmeden yazmanın iyi olacağına karar verdim.
Seçeneklerden 8.si ve bu konunun da başlığı olan yazıma giriş yapmadan önce -10 tane çıkar mı bilmiyorum-, her zamanki gibi gelişine yazacağım ve tabi ki ne kadar bilinip bilinmediğini benim bile bilmediğim özellikler olacak bunlar. Umarım daha önceki yazılarımdan tekrarlar yapmam.
(Sizde bir an kim ne yapsın senin özelliklerini diye düşündüyseniz; zaten blogu kendime yazıyorum. Kimse okumasa da ben sıkılana kadar yazmaya devam edeceğim diyerek bu konuyu da kapatıyorum.)

Öncelikle konu ile de alakalı olduğu için ilk sıraya yazıyorum; kendimden bahsetmeyi sevmem. "Ben" ile başlayan cümlelere gıcık olur ve hatta hislerimi saklamaya özen gösteririm. His diyince sevgi, aşk falan gitti kafalar hep tabi. Öyle değil be oğlumm o da var tabi de oraya yoğunlaşmayın :D Bu arada; bu ara herkeste bi sevgili tripleri var :D Özellikle son sınıf olan kadim dostlarıma selam eder bu konunun üzerinde daha fazla durmadan diğer maddeye geçerim..

Hayatım iyi bir dinleyici olmakla geçti ve bunu zevkle yaptım. Hep birileri gelip bana günlük dertlerini anlattı bende o her zaman ki ciddiyetsiz tavrımla dönüp derdini s*eveyim dedim. İnsanların basit dertlerini bir yana koyarsak muhabbeti (muappeti) güzel olan -özellikle yaşı büyük- insanları dinlemeyi çok severim. Tek kelime etmeden sadece onaylayarak, gülerek ve kafa sallayarak saatlerce dinlerim. Tabi senelerce bunu yapmanın getirisi şu oldu; mahallenizin (maalle) küçük esnafları (özellikle berber) ile ülke kurtararak ve sahilde karşılaştığınız sarhoş ve bir o kadar sigara içmekten bıyıkları sararmış bey amcalar ile felsefe yaparak gününüzü gün edebilirsiniz. Çünkü en koyu muappet onlarda var. Ek olarak bir keresinde vücudundaki bıçak yaralarından kemikleri görünen bir tinerciyle de muappet etmişliğim var. (My nirvana) Burada belirtmekte fayda var; normal insanlar günlük telaşlarından insanlığını yitirmiş durumda oldukları için başkalarıyla konuşma isteğine kapılmış olabilirim. Aslında bu özelliğimi bilimadamlarından da onay alarak küçüklüğüme bağlıyorum. Hayır yo tramva geçirmedim tabi ki .s .s Sadece küçükken doktorların buğulu ses tonlarıyla (doğru tanımladığımdan emin değilim) konuşmaları çok hoşuma gider tüylerim tiken tiken olurdu, konuşmaya devam etmelerini dilerdim.

Ev fobim var. Evde duramıyorum. Tabi buradan her gece partilere akıyorum çok sosyalim yea anlamı çıkmasın. Genel olarak güzide semtimiz olan Avcılar'dan dışarı çıkmıyorum. Bu kiminize normal gelebilir fakat ben bunu bazen normal saatlerde yapmıyorum. Okuyan ve çalışan biri olarak akşamları boş vaktim oluyor iki dinleneyim diyorum gece olmuş. Uyumayı çok severim ama kafa dinlemeye de zaman ayırmak benim için çok önemli. Gecenin bir yarısı bisiklet sürmeye çıkarım, kulaklığımı takar yürüyüşe çıkarım ve en çok -sokakta tek gezmek problem olduğu için- çorbacıya giderim. Çorbacı sohbeti de güzeldir bu arada.

Yalnız olmayı çok severim. Tabi yukarıdaki özelliklerimi toplayınca bunu anlamak için iq seviyenizin pozitif bir numaraya karşılık gelmesi yeterli oluyor :D Yalnızlığı ve sessizliği severim dediğim gibi. Kış mevsimini de bu yüzden severim. Eğer mevsim kış ise dışarıda o yaz karmaşası yoktur, insanlar evde bunaldığı için dışarı çıkmazlar sadece gerçekten dışarıda olmak isteyen insanlar dışarıdadır. Yalnız yolculuk yapmayı da severim. Bazen arkadaşıma sen git ya benim bir işim var diyip bir sonraki otobüse bindiğim olmadı değil. Tamam tamam bu biraz mallık biliyorum. Yalnız yapmayı sevmediğim tek şey sanırım yemek yemek. Muhabbet ederek yemek yemeyi çok severim. (Bkz. gece çorbacıya gitmek)

Anı biriktiririm. Bolca. Küçüklüğümde kokulu post-it ler vardı. Arkadaşlarımdan o post-it lerden toplayıp üstüne isimlerini yazmıştım. Onlar durur mesela. (Sanki bunu daha önce yazmıştım ya) O günden beri de bana bir şeyler hatırlatan her türlü abuk şeyi saklıyorum. Bazıları kimsenin aklına gelmeyecek şeyler. Hatta bazen bakasım gelir de herhangi bir anıyı yerinde bulamazsam net bir cinnet vakası. En son magnet koleksiyonuna başlayarak abuk şeyler biriktirmek yerine bu olaya bir ciddiyet kazandırdım tabi. Bir arkadaşımın da içki şişesi koleksiyonu var ki çok deli kıskanıyorum umarım nazar deymez :D
Yazacak daha çok şey var aslında ama aklımdaki diğer şeyleri yazarsam kendimi övüyor gibi görünürüm diyerek bir özelliğimi daha belirtmiş oldum. Çok takıntılı biriyim. Zaten takıntılarımı yazdığım bir yazı da var. Bir söyler bin düşünür lafının karşılığıyım arkadaş. Şuraya yazarken bile düşündüğüm detayları hayal edebilecek biri tanımıyorum. Detaycıyım.
Tabi bunlar bir yana bir de buraya yazamayacağım şeyler de yok değil :D

Gel gelelim son olarak imla kurallarını da kafaya takıyorum. Düşünürken detaycı olduğum gibi okur ve yazarken de detaycıyım. Hayır TDK dan gelmedim ve evet ben de çok yanlış yazıyorum ama yanlışlığı fark etmediğim sürece sorun olmuyor haliyle. Bu psikopatlığı bir kaç örnekle açıklayayım;
Özel isimlerin (özellikle adımın) baş harfini küçük yazdığında düzelttirene kadar çirkinleştiğim kişiler oldu :D
Bir de özel anlamı olan kelimeleri yanlış yazanlar var; örnek olarak "canım" kelimesini veriyorum. Bu kelimeyi "cnm" diye yazanlar da çok itici geliyor. Yazmak için mi yazıyorsun yoksa içinden geldiği için mi yazıyorsun?
İşte bu yüzden sevgilim yok :D
Eski yazılarıma (çok daha eskiden facebook yorumlarıma) ara ara tekrar bakar yanlış yazılan bir şey veya bir anlam bozukluğu görürsem düzeltirim.
Kitap okurken yazım yanlışı yapılmasına kıl olurum bir kere tahammül edemeyip şikayetimi dile getiren bir mail yazmıştım.
Son olarak bilerek yanlış yazılan şeylere takılmıyorum tabi ki. Bende zaten çok fazla yaparım. Muhabbet yerine muappet yazmak sempatik geliyor mesela.

Sanırım 7 oldu ama yazı çok uzun oldu. Buraya kadar okumak için can çekişen arkadaşlara teşekkür ederim ve madem o kadar okudunuz sizde benim kendi hakkımda bilmediğimi düşündüğünüz özelliklerimi bana bir şekilde söylerseniz sevinirim.

He bu arada bir şey daha yazacakken şu aklıma geldi; "bu arada" ve "ayrıca" gibi, yazının akışını bozmadan cümleleri bağlamamı sağlayan bağlaçlara, kelime gruplarına, sözcüklere hayranım.
Son olarak yazacağım şey de şuydu; Eğer kendi dinimi yaratacak olsaydım bu dinin tek farzı gülmek olurdu.

Başbaşş..



10 yorum :

  1. Tavuk , et vs. gibi yemekleri yeme(kesme) konusunda çok sıkıntın var karşimmm :D :D

    YanıtlaSil
  2. Madem yazım kurallarına bu kadar takıntılısın nazar deymesin değil değmesin cnm :D
    O son cümle ayrı bir yazı olacak değil mi? :(
    Senin hakkında bir özellik ben de söyleyeyim, çok yardımseversin...
    Bu arada oğlak burcunun tüm özelliklerini taşıyoruz ya resmen :D

    YanıtlaSil
  3. Selam Oğlak Burcundan Büşra :D
    Son cümle ayrı bir yazı olmayacak galiba bilmiyorum :(
    Bu arada bilerek "deymesin" yazdım cnm :D

    YanıtlaSil
  4. Ortama ve duruma gore bazen oyle cumleler kuruyosun ki muazzam. Yaraticilik da senin ozelliklerin arasinda. Bu da benden gelsin :)

    YanıtlaSil
  5. Yine laf mı soktun anlamadım, açıklama bekliyorum :D
    Teşekkürler bu arada :)

    YanıtlaSil
  6. Laf sokmadan sana has guzel şeyleri belirttim bayım :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şaşırtıyorsunuz efenim, tekrar teşekkürler :D

      Sil
  7. oop :D ctrl+f eyüp yaptım yoooğğ ?? :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahahahah Esin ya :D Aynen onu unutmuşum :D
      Bi de metrobüse binmeyip otobüse binmeyi daha çok sevmem vardı dimi :D :D

      Sil