16 Eylül 2014

Üşenmedim yazdım

Gülümsemek sizi sunar..
Kaybedenler kulübünün kesilen sahnelerinde duyduğum bu cümle çok hoşuma gitmiş olacak ki yazımın giriş cümlesi olmaya hak kazandı.
Bugün, yine ve daima bahsettiğim dertlerimden bir kaçını daha yazmaya karar verdim çünkü biriktirip biriktirip buraya yazınca rahatlıyorum.

Aslında okul başlamadan yazacağım diye kendime söz vermiştim amma velakin bir gün gecikmeli yazıyorum, iyi ki öyle yapıyorum çünkü okul ile ilgili de bir şeyler karalama gereği duydum böylece.
Bugün okulun ilk günüydü sevgili günlük (16.kez aynı sahneyi yaşadığımı dikkate almayınız) ve buluştuğumuzda bayılana kadar saçmaladığımız arkadaşlarımla bir araya gelme fırsatı buldum. Zaten herhalde onlar da olmasa okula gitmem :D Çünkü okuduğum okuldan adın çıkarınca geriye kalan boşluğu anlatsam beni okula almazlar :/
Yine de; son senem ve özleyeceğime eminim..
Neyse okuldan da yeterince bahsettim fazlası zarar :D

Her zamanki kendime has dikkatsiz tavırlarım sayesinde cüzdanımı kaybetmiş olduğumu belirtmek isterim. Zamanında anahtar, paso, kimlik gibi bilimum kayıplarım olmuşsa da bu sefer kombo yaparak komple cüzdanı kaybettim. Maddi bakımdan büyük bir vurgun oldu çünkü kimlik, paso, okul kartları, kredi kartları ve en önemlisi ehliyet gibi kartların hepsine (burada vurgulamakta fayda var "hepsine") kayıp bedeli adı altında bir servet bayıldım. Bu kayıp bedeline hala sinirliyim çok deşesim var bu resmi dolandırıcılığı amma kuulluğumu koruyorum. Maddi konuları konuşmaktan da cidden nefret ederim ama tatilden dönmüş ve yakın gelecek ile ilgili hayalleri olan biri için büyük bir günah işlemiş olmalıyım ki bu olay oldu. Herneyse yine de dikkatsizliğimi seviyorum. Fakat daha önemlisi maneviyata değer veren, hatıra hastası biri olarak cüzdanımda sakladığım arkadaşlarımın fotoğrafları da cüzdanla birlikte gitti. Asıl darbeyi o anda yedim. O arkadaşlardan da özür diliyorum :/
Ayrıca bisikletimin en önemli yerini (anlayanlar için arka dişli) dağıttığım ve orjinal parça ile değiştirmek istediğim için oradan da ayrı bir darbe almış bulundum.

Yalnız bu olumsuzlukları bir yana koyunca;
Oğlak burcunun da mükemmelliğinden olsa gerek bu ara aldığım radikal kararlardan ötürü (bağh hele) gayet keyfim yerinde. Değişik bir huzur patlaması yaşıyorum.
He birde bu arada gittikçe çoğalan etkinlikler var ki yetişemiyoruz efenim. Bir sabah kız kulesi karşımda bir sabah çadırdayım (uu neler yapmışsın öyle) derken okul açılınca yenileri de eklendi.
Bu arada bu seneki Cebit fuarını da kaçırmadım yalnız çok boştu, her sene daha kötüye gidiyorlar.
Tabi bu konulara girmemin asıl sebebi reklam yapmak;
Herkesi Nike'nın 4.kez düzenlediği "Run İstanbul" etkinliğine davet etmek amacım :)
Bunu tamamen kendi isteğimle yapıyorum çünkü koşu gerçekten çok zevkli oluyor.
runistanbul.com dan 20 tl karşılığında (öğrenciler için 20 tl) kayıt olup o paranın 10 katını çıkarıp aynı zamanda eğlenebileceğiniz bir koşuya katılmanızı tavsiye ederim.

Son olarak ciddi bir hızla büyüyen magnet koleksiyonuma Hindistan, Hollanda ve Dikili magnetleriyle EFSANE bir destek sağlayan Gizem'e ve zorla aldırdığım Kıbrıs magnetinden dolayı kendilerine müteşekkir olduğum Eren ve Emre'ye selam eder tekrar tekrar teşekkür etmeyi bir borç bilirim.
Başkasının gezip gördüğü yerlerden bir şeyler getirmesi benim gidip görmemden daha mutlu edici bir olaymış, magnet olayının en büyük artısı da bu oldu. (Yazar burada gezen gören herkese iş atıyor)

Not : Yazıda sadece Oğlak kelimesini kalın yazarak sübliminal mesaj verdim, okuduğunuz için teşkür..



0 yorum :

Yorum Gönder