08 Ekim 2014

En Son İzlediğim Film

"En Son" diye adlandırılan zaman kavramını ne zaman kullansam, bir gariplik olduğunu düşünerek;
Tatili biten bir insan selamı ne kadar hoş olabilirse o kadar hoş selam!
Öncelikle bloga yeni bir yazı girdiğimde sadece twitterdan yayınlamama rağmen twitterı olmayan bir dost tarafından blogumdan bahsedilmesi
ve
en az 10 senedir yediğimiz-içtiğimiz ayrı gitmeyen Kudret'in, senin blogun mu vardı demesi
gibi olaylar yüzünden özel selam yolluyorum kendilerine.

Günler öncesinde (Büşra'nın listesinden bir yazıyla devam ederek) en son izlediğim filmi yazmaya karar vermiştim. O film de 2001 : A Space Odyssey olacaktı.
Hala öyle tabi ama daha sonra Cem Yılmaz'ın Pek Yakında filmini de izledim ve ondan da bahsetmek istiyorum.
Kısaca; son izlediğim iki filmden bahsedeceğim.
2001 : A Space Odyssey adını çok duyduğum ama beğenmem korkusuyla izlemeye yeltenmediğim bir filmdi. Ta ki bir hocam tarafından ödev verilene kadar..
Bu sene ve belki de üniversite hayatım boyunca dersini aldığım hocalar içerisinde -özellikle öğrenci ile etkileşimi açısından- en keyif aldığım hoca olan (birkaç kişi daha var tabi); Osman Yıldız hocam (ki başta garip biri gibi görünmüştü ama sonraları entellektüel bilgi birikiminin çok yüksek olduğuna karar verdim) Yapay Zeka'ya örnek olması açısından bizlere 10 küsür film içeren bir liste verdi. 3 kişilik gruplar olarak içlerinden birini seçip izleyecektik. Bu filmi seçmek için önce kendimi sonra gruptakileri ikna etmek biraz zor oldu tabi ancak filmin IMDB puanı ve Stanley Kubrick tarafından yönetilmiş olması sonunda bu filmi seçmemizi sağladı.
Stanley Kubrick sevenler ve A Clockwork Orange'i beğenenler için söyleyebilirim ki (aslında siz zaten bunu da izlemişsinizdir) bu film kat ve kat daha güzeldi.
Öncelikle grup arkadaşlarımdan Gökhan'ın da dediği gibi; 1968 senesinde çekilen bu filmi Türkler şu anda bile çekebilecek kapasiteye sahip değiller.
Film Kubrick tarzında durağan ve kendi sakinliğinde seyrediyor. İyiliği ve kötülüğü çok tartışılan bir film olmuş zaten.
Mesela filmin başında 5 dk. boyunca bir karanlığa bakıyor ve bir ses duyuyorsunuz sadece.
İşte bu noktada filmi "bu ne sıkıcı ya" tarzıyla izlemeye başlarsanız film boyunca bu durağan sahneler canınızı sıkacak ama eğer bu başlangıç; "Kubrick'in; izleyiciyi meraklandırması ve heyecanlandırması için kullandığı bir yöntem" tarzıyla yaklaşırsanız film gerçekten keyif verici oluyor.
Filmin ve yönetmenin ayırt edici ikinci özelliği ise izleyiciyi filmin sonunda da merakta bırakması kısmı.
Yine Gökhan'ın dediği gibi; Inception'da merakta kalıyorsunuz ama bu merak daha somuttu.
Kubrick ise daha soyut, uçsuz bucaksız düşüncelere sürükleyen bir merak etkisi bırakıyor üzerinizde.
Öyle ki filmin açıklaması o kadar merak edilmiş ki kubrick2001.com diye bir site de yapılmış.
Herhangi bir konuda bildiklerimi anlatırken daima yüzeysel kalmaya çalışırım, bu film içinde öyle yapacağım.
İçinizde filme dair bir merak uyandırmaya çalıştım, izleyip filmi keşfedin derim.

Gelelim; Pek Yakında filmine..
Film Hokkabaz tadında olacak yorumlarını duyunca üzülmüştüm. Sonra -Cem Yılmaz tarafından da retweet edilen- izleyenlerin yorumlarına baktım.
Hayranı olduğum karikatüristler başta olmak üzere (Erdil Yaşaroğlu, Selçuk Erdem) herkes Cem Yılmaz'ın en iyi filmi diyordu.
Ki bence; bir karikatüristin komedi filmi için yaptığı yoruma güvenmelisiniz..
Bu yorumlardan sonra gitmeye karar verdim ve iyi ki gitmişim diyorum. Hatırlatmakta fayda var her film herkes tarafından beğenilecek diye bir kaide yok tabi, bu film gittiğim arkadaşım tarafından beğenilmedi ama ben bayıldım.
Bi kere filmde diğer filmlere göndermeler var. İnce göndermeler yapılan her film (Özellikle Pulp Fiction) güzeldir felsefesini benimserim ben. Bu filmde de özellikle Eşkiya filmine yapılan göndermede çok gülmüştüm.
Ayrıca yapılan espriler gerçekten diğer filmlerdekine göre daha yaratıcı.
Son olarak hem yeşilçam hastası hem de anılara saygısı olan biri olduğum için Yeşilcama yapılan göndermelere ve yeşilçam eşyalarının kullanılarak anılarımızın canlandırılmasına hayranlıkla baktım.
Bir de 4 sene önce gitmeye karar verdiğim ama hala gidemediğim, Kadıköy deki Oyuncak Müzesi'ni de görme fırsatı buldum bu filmde. Unutulmaya yüz tutmuş bu muhteşem müzenin hatırlatılması da ödüllendirilesi bir hareket olmuş.
Filmin kötü bir yanı var ise o da konusunun basit olması. Aslında basit demez ama çok yaratıcı bir olay örgüsü yok ve seyirciyi meraklandıracak bir gidişat yok filmde. Yani bir sonraki sahnede neler olabileceğini kestirebiliyorsunuz.

Hafızam el verdiğince iki filmi de tanıtmaya çalıştım. Yorumlarım subjektif olmuştur muhtemelen çünkü "özellikle" Kubrick hayranlığım yadısanamaz bir gerçek.

Genel bir yorum olarakta filmlerin insanları geliştirdiğine inanan biriyim. İzleyin, izlettirin.

Bu arada konuyla alakasız olarak; yazılımcı olmanın bir getirisi de trend uygulamaları kullanmayı gerektiriyor olması.
Telefonumda da 30-40 sosyal medya uygulamasının hesabı vardı.
Daha önceki bir yazımda (yorum kısmında) sosyal medya hesaplarımı sileceğimi belirtmiştim ve ufak çaplı olanları (BBM, Tango, Vk gibi) silmiştim.
Tabi hesaplarım hala aktif görünüyordur belki (çünkü tek tek kapatmaya ülendim) ama uygulamaları kaldırdığım için bana bildirim gelmiyor kafa raad yani :D
Yakın zamanda da facebooktan başlayarak uzun bir süreçte büyük hesapları da kapatacağım. Bence sizde deneyin ;)

Ve son olarak normalde yazılarımı bitirdikten sonra 3-4 defa okur, yanlışları kontrol eder, anlamsız gelen kısımları düzeltirdim.
Bugün biraz aceleye geldi..

enderinmekanina hoşgeldiniz.



4 yorum :

  1. Yaa hoca listeyi açıklayınca Stanley Kubrick'i görür görmez filme atlamıştım ama daha önceden seçildiği için seçemedik biz. İçimde kaldı o :(
    Cem Yılmaz'ın filmine gitsem mi gitmesem mi diye düşünüyordum ben de. Bu yorumundan sonra gitmeye karar verdim. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Buraların en hızlı film seçeni benimdir o yüzden biz kaptırmadık filmi ;) Yalnız bir ara kesinlikle izle, sen seversin.
      Pek Yakında hakkındaki yorumlarını beklemedeyim :)

      Sil
  2. Ender, arkadaşın Kudret cuma günü bana filmi (Pek Yakında) özet geçti.
    Film hakkındaki yorumum: https://33.media.tumblr.com/389e22e0f18b4d330bf2495ea7df0b1b/tumblr_mvlz5wWMY91qlhck1o2_250.gif

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Büşra, arkadaşım Kudret'e güvenip, bana (film arşivi aldığın bana) güvenmediğin için sana puanım sıfır :/
      Erdil Yaşaroğlu'na nasıl güvenmezsin insan hayret ediyor :/
      By :/

      Sil